Güncel Hayatlaması

Şu an Adamlar'ın yeni albümünü dinleyip ritim tutarak yazıyorum bu satırları. Belki sadece yazasım vardır belki de lodos fırtınasından sonra fena soğudu hava, onun mutluluğu sebebiyle yazıyorumdur bilemedim. Fakat bu kadar uzun cümlenin ne gereği vardı şimdi ona da emin değilim. Hayat güncellemesi vereyim bari hazır buraya kadar gelmişken bir kivili oralet içmeden gitmek olmaz.

Önce fenasından başlayayım sonra yavaş yavaş aydınlatırız ortalığı. 

Şu OKB belasından var ya nefret ediyorum. Hayır takıntılar öyle yoğun raddeye geliyor ki bazen mantık falan hak getire. Örneğin pandemiden sonra yükselişe geçen temizlik takıntısı. Ama öyle el yıkamalı, süpürmeli, silmeli falan değil. Benimkisi tuvalet baya baya bildiğin klozet takıntısı işte. Aile üyelerinden (erkek) birisi girdikten sonra, deli gibi temizlemeden kullanamıyorum. "Ay bir şey mi vardı, of bir şey mi bulaştı" diyerek kendimi sürekli bir şey olmadığına ikna etmeye çalışıyorum. Sırayla gözden geçiriyorum rutinlerimi. 

Belirlediğim temizlik sırasına ters bir şey yaptım mı eyvah eyvah. Sar başa. Baya azalttım ama şükür. Düşünceler aklıma gelince hiçbir şey yapmadan öylece bakıyorum. He valla. Öylece izliyorum tepki vermiyorum, karşıt düşünce oluşturmuyorum.  Çoğu zaman çalışıyor. İşin garibi erkek bireylerle konuşunca da anlıyorum onlar da temizlik konusunda takıntılı. "Demek normali buydu ve ben unutmuşum" deyip daha çok düzelme gösterdim.

Şimdi aydınlığa doğru hayatı güncellemeye devam ediyorum. 

Aydınlık dediysem mecazi tabi. Neden? Çünkü Dark Academia türünde roman okumaya başladım. Demiştim ya geçen "Yine taksitle kitap aldım ühüü" diye. Şimdi diyorum ki koyver gitsin be ya. Babil kitabını okudum bitirdim ve bu türü sevdiğimi fark ettim. 

Çevirmenler, akademi, Oxford, kütüphaneler, araştırmalar.. Tanıdın bence o vibe'ı. Ağır, biraz karanlık ama için için kültür ve kafa açıklığı kokan garip bir atmosfer. Kitabın yorumunu gireceğim yenisine başlamadan önce. Ee tabi o kadar okudum ettim ne oldu? "Üniversiteye geri mi dönsem, yüksek lisansa mı başlasam, yeni bir dil mi öğrensem? (işe yaramazlık hissini kırarım belki biraz)" diye düşünüp duruyorum günlerdir. 

Deli deli her şeye heveslenip sönerim bazen. "Bu da öyle bir haleti ruhiye mi acaba" diye beklemede kalmaya karar verdim. Sonuçta yeni bir dil öğrenmek için, tekrar sınavlara hazırlanmaktan daha kolay bir yöntem var elimde. Yunanca, Latince vb. diller arasında dolaşıyorum (büyük ihtimal kitabın etkisindeyim hala) Zaten başlarsam haber ederim.

Bunların dışında gamerlık kariyeri ve kısıtlı çevremle iletişim halinde kalma durumum devam ediyor. Yani halimden memnunum geçen bir parmak hesabı yaptım. Her ne kadar farklı şehirlerde olsak da iletişim kurduğum baya insan varmış. (4-5 falan). Bazen "sanal" diye nitelendirdiğim arkadaşlıkları daha çok seviyorum. Gerçi yüz yüze de geldik havada kalmasın diye. Onlar yaşadığım şehre gelip kaldılar, biz onların olduğu şehre gidip gezdik falan. Ertesi gün yine sanalda buluşup oyun oynamaya devam ettik. 

Hala bazı insanların kafasında "yan yana olmayan arkadaşlıklar fayda etmez" gibi düşünceler var farkındayım. Dile getirenler de oluyor ama istediğimiz an birbirimize ulaşma ve iletişim kurma durumumuzu fark edince çok önemsemiyoruz. Hepimizin ekonomik durumu hemen hemen aynı. Ha deyince olmayan buluşmalara takılmak yerine, oturup hep beraber sanalda goygoy çevirmeyi ve film izlemeyi normalleştirdik.

Yine farkında olmadan baya çene çalmışı. Şu kitap yorumunu tazeyken hazırlayayım da paylaşayım ilerleyen günlerde. Bir yandan da Adamlar bırakıyorum aşağıya. Belki dinlemek istersin. 

Öpüyorum çok :*



12 yorum:

  1. Babil, neredeyse tüm edebiyat ödüllerini alan R.F. Kuang'ın kitabı mı? benim de ilgimi çekmişti ama tam emin olamadım. Kitap yorumunuzu bekleyeceğim:) Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ta kendisi. Ben de dark academia listelerini tararken bulmuştum. birazdan yorumu salacağım bloga ^_^

      Sil
  2. OKB bende yıllardır var. Daha çok evden çıkarken kapı, çeşme kontrol etme. Stresliysem işin dozu kaçıyor. O zaman sıkıntı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Off evet gerçekten ruh kemirici garip bi hastalık :(

      Sil
  3. bizim kayıp fısıltı da oyun meraklısı :) bi dolaş blogunu :) https://www.kayipfisilti.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa arada bir geziyordum ama oyun yazılarına bakmadım dalıyorum hemen :))

      Sil
  4. Bu tarzda okuma yapmayı ben de istiyorum ve aslında sonbahar tam vaktiydi ama ben okuyana kadar ilkbahar gelir :)) Yorumunuzu bekliyorum yani. Bir de bence kafalar uyuyorsa ve kişiler güvenliyse sanal arkadaşlık da okey ya, neden olmasın ki? Yüz yüze ilişkiler bazen yalancıktan olabiliyor. Uzakları yakın etmek internet nimeti işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aahaha bunlar hep pinterest etkisi. Sürekli karşıma Britanya, İrlanda kasabaları ve üniversitelerinin mimarisi, daktilolar, güzel kütüphaneler çıkıyor. Sinirim bozuluyor ama bir nevi bağımlılık haline de geldi. Çözemedim napacaz böyle yaa :))

      Sil
  5. Samimi yazıların kocaman gülümsetiyor :) O tarz kitaplardan sonra bende de her zaman bir varoluş kaygısı olur ve neyseki halen İngilizce öğrenmeye çalışıyorum :)) Bu arada sanal arkadaşlıklar hakkında söylediklerine de katılıyorum. Değişen dünyada teknolojinin nimetlerini kullanıyoruz ve bence bunda bir sakınca yok. Çok sevgiler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim değerli yorumun için ^_^ Ahh o ingilizceyi ben çözemedim ya belirli bi seviyeye kadar geldikten sonra iletilemiyor sanırım. En sonunda rusça öğrenip kurtulacağım o olacak :))

      Sil
  6. Yorum yazdım ama gitmedi galiba. Yine yüzümü kocaman gülümseten bir yazı. :)) Güzel bir kitap okuduktan sonra varoluşsal sancıları ben de yaşıyorum ve neyseki ingilizceyi halen istediğim seviyeye getirememiş vaziyetteyim ve çok fazla sorgulamama gerek kalmıyor 😅🤣 Sanal arkadaşlık konusunda da çok haklısın. Bağ kurma ihtiyacımızı karşılarken teknolojinin nimetlerinden faydalanıyoruz işte o kadar!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen hata veriyo yorumlar ben de yorum atıyorum ama sayfa yenilenip kayboluyor sanıyorum. Gelmiş meğersem :) Sanal arkadaşlarımı bir arazinin ortasına toplayıp komün yaşam kurmak istiyorum işin garibi hepimiz aynı şeyin hayalini kurmaya başladık ahahah bir gün neden olmasın (içimizde bazıları akdeniz seviyo bazıları bozkır ikna etmesi zor olacak :))

      Sil