Geçenlerde bir habere denk geldim tam o sırada arkadaşla konuşuyorduk. Sitenin linkini istedi, attım. "Hollanda'da müze çalışanı, bira kutusu şeklindeki sanat eserini yanlışlıkla çöpe attı." Başlık hemen ilgimi çekti. Hayır hayır mevzunun nostalji bağımlılığım ve geleneksel sanatlara dair yaptığım okumalarla, çok da bireysel bir bağı yok.
Haberi sesli bir şekilde birlikte okuduk ve birden gülmeye başladık. Kendisi iş sahası konusunda ilerilerde. İstanbul'da sanat camiasının tam içinde ve tiyatrosundan sinemasına kadar çok fazla iş yapıyor. Haberi özellikle onunla birlikte yorumlamak istedim çünkü hem o çevrenin güncel fikirlerini bana iletebilecekti hem de okullu-alaylı karışık bir kimlik olduğu için konuya daha fazla hakimdi.
Ben her ne kadar geleneksel sanat ve resimlerle ilgili araştırmalarımı artırmaya çalışsam da bir noktada durmak zorunda kalıyorum çünkü lebi derya bir alan. Konunun üstüne detaylı konuştuktan sonra bana bir kitap önereceğini söyledi. Tavsiyesine uydum, aldım okudum, bolca cümlelerin altını çiziktirdim ve yorumumu naçizane aktarmaya geldim.
** Yorum Baloncuğum**
Avelina Lesper Meksikalı tarihçi, sanat eleştirmeni ve yazar. Modern sanat eleştirileri hatırı sayılı bir kitleye ulaşmış durumda. Gerek röportajları gerek yazdığı eleştiri yazıları ile, bu camiayı deyim yerindeyse eline aldığı incelikli bir sopayla dürtüyor. Eğer geleneksel ya da modern hiç fark etmez sanata ilginiz varsa, farklı bir bakış açısına ihtiyaç duyabilirsiniz.
Bu konuda kesinlikle Tellekt yayınlarından çıkan Çağdaş Sanatın Sahtekarlığı kitabını öneriyorum. Benim için ufuk açıcı ve yer yer duygularıma tercüman olan bir kalem oldu kendisi. İçinden bazı alıntılar yaparak biraz daha detaya girmek istiyorum:
- " Sanatı meydana getiren şey eserler değil fikirlerdir; herkes sanatçıdır; sanatçının addettiği her şey sanattır ve elbette küratör sanatçıdan üstündür. Böyle bir özen karşıtlığı sayesinde üşengeçlik, zıpçıktılık, zeka eksikliği gibi kavramlar bu sahte sanatın birer değerine dönüştü ve her şey müzelerde sergilenebilir hale geldi. Hiçbir estetik değeri bulunmadan sanat diye sunulan nesneler, bu dogmatizmin buyurduğu şekilde, bir otoritenin buyurduğu prensiplere tamamen boyun eğerek kabul edilmekte. "
- " Tanımlama ve kavramsallaştırma amacı, her eserin bayağılığını ve yüzeyselliğini fikirlerle örtmek için başvurulan özenli bir sınıflandırmayla gerçekleştirilir. Yaratı ve yetenek yokluğunu gizlemek için başvurulan bir retoriktir bu. "
Yazarımızın yer yer sert olabildiği eleştirileri, yaptığım alıntılar kadar kısa değil aslında. Neredeyse her fikri için uzun ve tatmin edici açıklamalar yaparak sizi hem yeni alanları araştırmaya itiyor hem de fikir birliğine ister istemez ortak ediyor. Tüm bu alıntılar içinde beni en çok düşünmeye sevk eden ise aşağıda paylaştığım kısım oldu.
- " İşin ilginci, sanatı katletmeye baş koyan bu eserler aynı zamanda dünyayı ve insanlığı kurtarma konusunda takıntılıdır. Kof estetiklerine rağmen büyük niyetlere sarmalanan bu eserler, ekolojiyi savunur, cinsiyetçilikten şikayet eder, tüketim toplumunu, kapitalizmi, kirliliği kınar.
Gerçekleştirdikleri kınamalar hep siyaseten doğruculuk çerçevesindedir. Sözde karşıt olan bu eser, kurumların korunmasına ve piyasanın desteğine yaslanarak var olmaktadır. Böyle eleştirilerini kendilerine sponsorluk eden oligarşinin ya da iktidarın tadını kaçırmayan bir tonda gerçekleştirirler. "
Keskin bir eleştirmen gözüyle yaklaşamayacağım tabi ki çünkü ne eğitimim ne öğrendiklerim bu kadar detaylı bir alana dalmaya yetmez. Fakat ister istemez "halktan normal bir insan" olarak kendime net bir bakış atıp, cesurca sorabildiğim bazı soruların cevaplarını almış bulunmaktayım. Eğer konusu ilginizi çektiyse, kitabı da beğeneceğinizi düşünüyorum.
Off şuradan bakınca dünyada öğrenecek ne çok şey var değil mi? Nasıl yetişecek hiç bilmiyorum yaşlılığa kadar o kadar bilgi, o kadar kitap.. Neyse ilerde balıkçı kulübemde otururken hala okuyor olursam, o zaman bir dönüp sorarım kendime tekrar bunları.
Ay çok uzun yazmışım ben yine azcık kaçıyorum. Kendine cici bak :*
sanat, en sevdiğim okuma türlerinden, tarihi, denemeleri, eleştirisi gibi :) saol bunu duymadım ama okurum :)
YanıtlaSilYaa ben de çok seviyorum ayrı bir aydınlanma katıyo bana. Bunu seversin bence Deepcim hoş eleştirileri var ^_^
Silkahramanın sonsuz yolculuğu, joseph campbell :) sen de bu müthişli kitabı okuuu :) oyun yazarlarına öğütlenen kitap :)
YanıtlaSilAyy içeriğine baktım şimdi bayılırım mitlere, masallara ve çözümlemelere..Campbelli duydum ama hep es geçmişim farkında olmadan. Sen var ya sen süpersin <3 Ekledim listeye en kısa zamanda okumalıyım.
SilBen sanat konusunda teorik bilgisi olmayan sıradan, hatta bu konunun cahili bir vatandaşım. Fakat sanat eserinin gözüme estetik görünmesini tercih ederim. O yanlışlıkla çöpe atılan bira kutusu sanat eseri mesela, bana genellikle bir şey ifade etmiyor :) Örneğin dümdüz bir boruyu heykel olarak sergilediklerinde, eğer altında bir yazı, bir açıklama olmazsa hiçbir şey anlayamıyorum :) O yüzden kitap alıntıları pek beğendiğimi söyleyebilirim :)
YanıtlaSilSanırım onlara yüklenen "sorgulanamaz fikirler" belki diğer adıyla dogmalar yüzünden bu halde durum. Kitapta; dışarıda gördüğümüz bir nesnenin, sergi salonunda anlamının değiştiğine dair incelikli baya gönderme vardı. Estetik konusunda da kesinlikle size katılıyorum. Değerli yorumun için çok teşekkür ederim ^_^
SilSonuna bayıldım (Ay çok uzun yazmışım kendine iyi bak) Ben de bazen bakıyorum durmayı unutmuşum oluyorum.
YanıtlaSilAma sen uzatmamışsın. Samimi ve güzel irdelemişsin kitabı. Kültür Merkezinde çalışan bendeniz için sıradışı bir öneri olduğunu söyleyebilirim. Bakacağım
Sevgiler
Evet ya bazen gerçekten kaptırıp gidiyoruz ama insanın yazdıkça yazası geliyor bırakamıyorum şu klavyeyi elimden :)) Beğenmenize çok sevindim teşekkür ediyorum değerli yorumunuz için ^_^
Silarada bir spama da bakıver bazen orda duruyor yorumlarımısss :)
YanıtlaSilşimdi fark ettimm onaya alıyorum hemenn :))
Sil